“Merhamet değil adalet istiyoruz”
Cumartesi Anneleri 307. kez Galatasaray Meydanı’nda toplanarak geçtiğimiz günlerde Tayyip Erdoğan’la yaptıkları görüşmede dile getirdikleri talepleri kamuoyuyla paylaştılar.
“Kayıplar belli failler nerede” pankartı ve kayıpların fotoğraflarının taşındığı oturma eyleminde kayıp yakınları söz alarak başbakanla yapılan görüşme üzerine düşüncelerini dile getirdiler. İlk olarak 1980’de kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren söz alarak, bunca yıldan sonra muhattap alındıklarını ve taleplerini başbakana illettiklerini belirtti.
Bunun devamının gelmesini umduklarını söyledi. Hasan Ocak’ın abisi Hüseyin Ocak ise bağımsız, bilim insanlarından oluşan bir komisyon kurulmasını istediklerini ve bunu başbakana ilettikleri bilgisini verdi.
Yine 1980 kayıplarından Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin ve Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan da eylemde söz aldılar. Ceylan, “Bizi zorla Cumartesi Annesi yaptılar. Çocuklarımızı kaybederek” dedi ve konuşmasını başbakanla yaptıkları görüşmeyi aktararak sürdürdü. “Benim oğlum Kürt olduğu için, kayıpları yazdığı için katledildi” diyerek sözlerine başlayan 1993 yılında Elazığ’a götürülerek katledilen Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe, “Tansu Çiller, Süleyman Demirel, Mehmet Ağar bizim çocuklarımızın katilidirler” diyerek yargılanmalarını istedi.
Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ise baskılara ve polisin tüm saldırılarına karşı yılmadıklarını belirtti. Başbakanın 8 yıldır kayıp yok dediğini fakat 8 yıldır hiçbir şey yapmadıklarını vurguladı. Toplu mezarlara da değinen Yıldız, “çıkan kemikler teröristlerin” denilerek ölümleri meşrulaştıran başbakanı eleştirdi ve “bizi muhatap almaya mecbur kaldı. Bu insanlar burada oturduğu için görüştü” dedi. Başbakanla acılarının ortak olmadığını belirten Yıldız, “Senin acın dilinde, yediğin kebapların acısı, bizim acımız yüreğimizde, ciğerlerimizde” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Eylem, Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya Erdek, Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır, Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, İsmail Bahçeci’nin abisi Umut Bahçeci’nin konuşmalarıyla devam etti. Faillerin yargılanması, bağımsız bir komisyon kurulması taleplerinin dile getirildiği konuşmalardan sonra söz alan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Bosna’da açıldığı gibi Türkiye’de de toplu mezarların açılması gerektiğini belirtti. Kayıp yakınları bir mezara kavuşuncaya kadar oturmaya ve mücadele etmeye devam edeceklerini ifade etti.
Eylemde, Bitlis Mutki’de katledilerek çöplüğe atılan Gulabi Eren’in abisi Mehmet Eren de söz aldı.
Konuşmalardan sonra İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını okuyan Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya, kayıp yakınlarının Tayyip Erdoğan’la yaptıkları görüşmede dile getirdikleri talepleri sıraladı. Görüşmede, kayıpların araştırılmasıyla ilgili meclis bünyesinde komisyon kurulması talebini dile getirdiklerini söyleyen Taşkaya, komisyonun çalışma biçimine dair önerileri de sıraladıklarını sözlerine ekledi. Somut taleplerine somut çözümler beklediklerinin altını çizen Taşkaya, “Mutki’deki toplu mezarların açılması ile ilgili yayın yasağı getiren zihniyetin kayıpların akıbetinin açığa çıkarılması konusundaki samimiyetine nasıl inanacağız?” diye sordu. Açıklama, “merhamet değil, adalet istiyoruz” vurgusuyla sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Pınar Sağ için imza kampanyası
“İbrahim Kaypakkaya”yı övdüğü gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırılan sanatçı Pınar Sağ’a destek amacıyla internet üzerinde imza kampanyası başlatıldı.
www.pinarsagaadalet.com adresinde imzaya açılan metinde şu ifadeler yer alıyor:
“Mustafa Suphi’yi, Mahir’i, Deniz’i, İbrahim’i hatırlamak, isimlerini yüksek sesle söylemek neden suç olsun? İdama, işkenceye, kaybedilmeye, cezasızlığa, faili meçhule, yargısız infaza, topyekün imhaya hepimiz karşı değil miyiz? Öyleyse Pınar Sağ’ı nasıl yargıladık ve hangi ‘derin’ amaçlarla cezalandırmak istiyoruz?”
Sanatçıların yargı önüne bile çıkarılmadan infaz edilenleri, işkence ile katledilenleri, kaybedilenleri hatırlatmasının, suç değil görev olduğu vurgulandı.
Bununla beraber bin avukat Sağ’a verilen 10 aylık hapis cezasının geri çekilmesi talebiyle Yargıtay’a dilekçe verdi.
Işıyan Yıldızlara
I
Gözlerinde ışıyan
umutlarla uyandım
Gökyüzünü görkemli bir
fidan sandım.
Önce alaca karanlık tutuştu.
Sonra... Yürek çırpıntısı...
II
Savruldu alevler dört yana
Tunus’ta Mısır’da.
Ne top mermisi, üreten ellerinde
ne tankları vardı.
Yaşamları vardı bir tek ve ötesi...
Gözlerinde öfke kıvılcımları,
birleşmişti elleri...
III
İşte zulüm!
İşte isyan!
Zulüm varsa eğer
en değerli haktır isyan.
Gel yürüyelim sevgilim;
yıldızlı gök-yüzü altında...
Bir selam kızıl meydana;
bir de Tunus’a, Mısır’a.
Tutuşsun zorbanın etekleri...
Tir tir titresin...
Geliyor özgürlük!
Görkemli meydanlardan belli.
IV
Artık ne kırbaç sesi
duyulsun istiyorum.
Ne de postal sesleri...
Bir tek işçilerin
çıplak ayakları
çiğnesin caddeleri
Selvi dalında, açsın yaprakları.
İstanbul’a bahar gelsin...
Gözlerini ışıyan yıldızlara çevir.
Kaçıncı yangını bu, gövdelerimizin...
Biri isyan, biri aşk, biri özgürlük.
V
Ellerimiz alev topu.
Yüreğimizde isyanın coşkusu.
Bekle bizi Taksim!
Yaralarımıza umudu basıp,
dirileceğiz seninle.
Yeni başkentinde ülkemin
özgürlük nazlı bir gelin.
VII
Haydi! Bırak yedi kat
yerin dibine girmeyi.
Unut gecelerin sessiz çığlığını
inadına dilinde olsun
isyanın türküsü...
Aç yatılmayan gecelerin
ekmek kokusu...
Rahime Henden
13.02.2011
Çobançeşme |